Devlet üzerinde olan tek güce ulusal egemenlik denir. Devlet ile ilgili kararları aldırtan ulusal egemenlik bizzat halktır. Ulusal egemenlik bir çok isimle tabir edilir milli egemenlik, hakimiyeti milliye gibi anlamları vardır.
Bazı devlet yönetimlerinde tek adamlık ön plana çıksa dahi egemenliğin tek sahibi halktır. Ülke yönetimlerinde kararlar alınırken mecliste oy birliği ile tercihler yapılır. Yasalar çıkartılarak ülke yönetilir. Ulusal egemenlik kayıtsız şartsız milletin sayılır. Halk oy haklarını kullanarak kendilerini temsil edecek milletvekillerini seçerler. Ülke yönetimi doğrudan halka bağlı hale gelir. Milletvekilleri mecliste oy kullanarak halkın iradesini temsil ederler.
Konuyu biraz daha açacak olursak egemenliğin halkta olmadığı yerlerde diktatörlük, padişahlık, monarşi yönetim tarzları vardır. Ülkemizde ulusal egemenlik kayıtsız şartsız milletin olduğu belirtilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş dönemlerin de ulusal egemenlik ilk defa Erzurum ve Sivas Kongrelerinde konuşulmuştur. TBMM açılması ile Türk devletinin temelleri atılarak, egemenliğin halkta kalması için çalışmalar başlatılmıştır. Ülkedeki yönetimin garantisi halktır. Gelişmiş ülkelerin yönetim biçimlerinde halkın söz sahibi olduğunu görebiliriz. Orta doğuda henüz gelişmekte olan ülkelerde daha çok diktatörlük, tek adamlık görülmektedir. Kişi veya kişiler tarafından ülke yönetimleri kontrol altında tutulur. Bir ülkenin geleceği egemenliğin nereye bağlı olduğundadır.